İzlanda eğitim sistemi
İzlanda’da zorunlu eğitim on yıl sürüyor ve eğitim materyalleri, okul içi sportif faaliyetler, yüzme havuzları, beslenme ve ulaşım gibi tüm masraflar devlet tarafından karşılanıyor. Ulaşım kapsamında, ülkedeki tek toplu taşıma aracı olan otobüsler 18 yaşına kadar tüm gençlere, öğrencilere ücretsiz ve sınırsız hizmet veriyor.
Beslenme konusu, İzlanda’da devletin özel önem verdiği ve sıkı bir şekilde takip ettiği alanların başında geliyor. Çocukların dengeli, eşit ve dönemsel besin ihtiyaçlarına uygun beslenmesi, bir parti vaadinden ziyade, ülkenin Zorunlu Eğitim Yasası ile güvence altına alınmış bir standart olarak tüm okullarda uygulanıyor ve denetleniyor.
İzlanda Sağlık Müdürlüğü’nün belirlediği standartlara göre ülkedeki tüm okullar, her öğrenciye günde bir öğün sıcak ana yemek sunmak zorunda. Bu menüde balık, tavuk, kırmızı et ve vegan seçenekleri bulunurken, öğrencilere ayrıca sınırsız tüketebilecekleri salata, su, süt ve dönemsel olarak portakal suyu ile meyve imkânı da sağlanıyor. Ailelerden bu hizmetin devamlılığı için cüzi bir katkı payı talep edilse de düşük ve dar gelirli aileler belediye fonları sayesinde bu ödemeden muaf tutuluyor. Bu destekle, söz konusu ailelerin çocuklarının beslenmesini düşünmek zorunda kalmamaları hedefleniyor.
İzlanda’da bir ilkokul
Uzun yaz tatilleri kısalıyor mu?
İzlanda’da sağ-liberal çizgideki Viðreisn (Reform Partisi), İskandinav ülkeleri arasındaki en uzun yaz tatilinin kısaltılması için bir öneri sundu. Partinin Reykjavík Belediye Meclisi üyesi Erlingur Sigvaldason tarafından gündeme getirilen öneride, yaklaşık 76 günü bulan sürecin çocukların yalnızlaşmasına, ailelerin ekonomik olarak zorlanmasına ve eğitim rutininde aksamalara yol açtığı gerekçe gösterildi.
Viðreisn’in tartışmaya açtığı öneride, tatil süresinin diğer İskandinav ülkeleriyle benzer seviyeye çekilmesi ve bu şekilde kazanılacak günlerin eğitim yılı içine dağıtılması öngörülüyor. İzlanda’daki yaz tatili Norveç’ten 10 gün, Danimarka’dan ise yaklaşık dört hafta (28 gün) daha uzun.
Önerinin bir diğer hedefi de ‘ailelerin maddi yükünü hafifletmek’ olarak belirtiliyor. Uzun yaz tatilleri, okul ve eğitim imkânlarından uzak kalan çocuklar ve dolayısıyla aileleri için maddi ve zamansal bir ek yük yaratıyor. İzlanda’da çocukların ve gençlerin yoğun katılım gösterdiği spor okulları bu dönemde bir alternatif sunsa da yarattığı maliyet, aile bütçelerini zorlayabiliyor.
Partinin önerisinde, tatilin yaklaşık iki hafta kısaltılması ve bu sürenin, yaz okulu modeliyle açık hava eğitimi veya finansal okuryazarlık gibi müfredatta az yer bulan derslere ayrılması yer alıyor. Teklifin, öğretmenlerin toplu sözleşmeyle güvence altına alınan tatil haklarını ihlal etmeyi değil, okul takviminde bir düzenleme yapmayı amaçladığı vurgulanıyor.
Öneri, İzlanda’da eğitimcilerden ailelere toplumun geniş bir kesiminde yeni bir tartışma başlattı. Tartışmaya ilk olumlu tepkilerden biri, ülkedeki veli derneklerini temsil eden “Ev ve Okul Derneği”nden (Heimili og skóla) geldi. Dernek, konunun gündeme getirilmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, pek çok ailenin uzun yaz tatili sürecinde zorlandığını ve bu tartışmanın zamanının geldiğini ifade etti.
Tartışmanın diğer önemli tarafı olan İzlanda Öğretmenler Sendikası (Kennarasambandið) ise konuya daha temkinli yaklaştı. Sendika, öğretmenlerin tatil haklarının toplu sözleşmelerle güvence altında olduğunun altını çizerek, okul yılı takviminde yapılacak herhangi bir değişikliğin kendileriyle yakın bir diyalog ve anlaşma zemininde yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Tartışmalar devam ederken teklif resmi bir süreç de kazandı ve incelenmek üzere Reykjavík Belediyesi Okul ve Serbest Zaman Konseyi’ne (skóla- og frístundaráðs) havale edildiği bildirildi.
Erlingur Sigvaldason
Belediyeler ve çocuklara serbest zaman (frístund) desteği
Okul saatleri bittikten sonra da “frístund” sistemi kapsamında okullarda etkinlikler düzenlenerek eğitimde devamlılık sağlanıyor. Özellikle çalışan ailelerin sıklıkla başvurduğu bu hizmet sayesinde ebeveynler, çocuklarını belirledikleri gün ve saatler için bu programlara kaydedebiliyor. Okul tesislerinde geçirilen bu ders dışı zamanlarda öğrenciler, farklı yaş gruplarıyla etkileşime girerek sosyalleşme ve soğuk havaya rağmen arkadaşlarıyla doğanın tadını çıkarma imkânı buluyor. Okulların imkânlarına göre değişmekle birlikte, çocuklar bu hizmetten günde üç saate kadar yararlanabiliyor.
İzlanda’da çocukların okul dışı etkinlikleri için de ayrı maddi destekler sunuluyor. Örneğin, Reykjavík Belediyesi 6-18 yaş arasındaki her gence yıllık yaklaşık 75 bin İzlanda kronu tutarında bir serbest zaman ödeneği sağlıyor. Bu tutar, bir öğrencinin yıllık spor okulu masrafının tamamını karşılayabiliyor. Bu desteğin sağlanması için yoksulluk veya işsizlik gibi bir ön koşul bulunmuyor; tüm çocukları kapsayan bu haktan aileler kolaylıkla yararlanabiliyor.
Eğitim sistemindeki bu sıkı takip ve şeffaflık, okul sonrası “frístund” hizmetlerinde de kendini gösteriyor. Devletin sunduğu mobil uygulamalar sayesinde aileler, çocuklarının katılacağı etkinliklerden serbest zaman programlarına kadar her detayı görebiliyor. Bu dijital platform, aynı zamanda eğitmenlerle aileler arasında bir köprü kurarak, ebeveynlerin çocuklarının gelişimini ve sosyal yaşantısını anlık olarak da takip etmesine olanak tanıyor.